• TurkishEnglishGermany

BİZDEN HABERLER

DEVLET ÜNİVERSİTELERİ ARACILIĞIYLA İNSAN TİCARETİNE KİM DUR DİYECEK!

Malumlarınız olduğu üzere Dünya’daki en büyük suçlardan ve utanç verici hadiselerden biri insan ticareti. İşin daha acı tarafı ise son dönemde bu ticaretin bir boyutunun Türkiye’de üniversiteler üzerinden yapılması…!

Dünya yıllardır insan üzerinden yapılan ticaretlerle mücadele ediyor. Asırlar boyu kölelik üzerinden para kazanan sömürgecileri günümüzde ise organ satıcıları ve mülteci taşıyıcıları takip ediyor. Ancak son birkaç yıldır Türkiye’de bir ticaret var ki, resmen insanın içini acıtıyor.

Peki, nedir o; öğrenci ticareti…!

Nasıl mı?

Türkiye, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi kurumlar aracılığıyla yurtdışından öğrenci kabul ediyor. Bu yolla gelenlerde pek fazla problem yok diyebiliriz. Çünkü onlara öğrenci bursu ve KYK yurdunda barınma gibi imkânlar sağlanıyor. Ancak bu şekilde gelen öğrenciler toplam yabancı öğrencilerin yaklaşık % 10’u.

Tabi burada da vicdanları yaralayan işler yok değil. Mesela Balkanlar’dan bir öğrenci; diploma notu 5 üzerinden 5 olmasına rağmen o ülkedeki Türk partisinden torpil bulamadığı için elçilikteki mülakatta elendiğini, ancak notu 3 olan sınıf arkadaşının YTB bursu ile Türkiye’de iyi bir bölüme yerleştiğini söylemişti.

Türkiye’ye yabancı öğrenci gelişindeki ikinci yöntem ise rektörlerin ve üniversitelerin çalışmaları.

Ülkede şuanda toplam 209 üniversite var. Malum; bizim öğrencilerimiz belli bir puanı alamayınca tercih yapamıyor, kontenjanlar boş kalınca da rektörler çerçi gibi ülke ülke geziyor..!

Birçoğunuz çerçinin ne olduğunu bilir, ancak bilmeyen gençler için anlatalım; eskiden köylerde bakkal, market filan yoktu. Ya haftada bir kasabanın pazarına gider ve alışverişinizi yapardınız, ya da köy köy gezen seyyar satıcıyı beklerdiniz. İşte onlara “çerçi” denirdi.

Modern çağın çerçileri de, bizim üniversitenin rektörleri! Kimi Afrika açılımı yapıyor, kimi de Orta Asya!

Üniversiteler gerek gerçekleştirdikleri sınavlar, gerekse de gittikleri ülkelerde yaptıkları resmi görüşmelerle kontenjanlarını doldurma adına öğrenci kabul ediyor. Ancak bir olay var ki, o hem Türkiye’nin itibarını, hem de üniversitelerimizin eğitimdeki konumunu yerle yeksan ediyor!

Birçok simsar Türkiye’deki devlet üniversitelerinden her yıl milyonlarca dolar kazanıyor!

Dikkat edin; “ Devlet üniversiteleri” diyorum. Birileri özel üniversitelere öğrenci getirip komisyon alabilir, ancak ne yerli ne de yabancı hiçbir Allah’ın kulu devlet üniversitelerinin kontenjanlarını pazarlayıp satamaz, bu yolla köşeyi dönemez…!

Bizzat bir rektörden dinledim; üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesi kararı Bakanlar Kurulundan çıkmış. Ancak öğretim kadrosu oluşturulmadığı için fakülte öğrenci kabul etmemiş. Kayıt zamanı yabancı bir öğrenci o rektörün kapıya dikilmiş ve; “Ben Diş Hekimliğine kayıt yaptırmaya geldim” demiş. Rektör Hoca bunun üzerine; “ İyi de, biz bu yıl o fakülteye öğrenci almaya başlamadık ki” deyince; “ Siz ne diyorsunuz ya, ben buraya girmek için 15 bin dolar verdim” cevabını almış..!

Aynı şekilde Azerbaycan’dan Fizik Tedavi okumaya gelen biz kızımızla bizzat konuşmuştum. O kızımız; “Ağabey ben buraya girmek için 1500 dolar verdim” demişti!

Bende; “Peki, bunun karşılığında nasıl bir hizmet aldın?” diye sormuştum; “Hiçbir şey, bana birkaç üniversiteden bazı bölümler gösterdi, bunlardan birine beni 1500 dolar karşılığında yerleştirebileceğini söyledi, babamda verdi” demişti!

İşte ticarette tam burada başlıyor!

Para karşılığı öğrencileri bazı bölümlere yerleştireceklerini iddia edenler, ek kontenjan dönemini bekliyor ve boş kontenjanlar açıklanır açıklanmaz adeta zehirli bir yılan gibi Türkiye’de eğitim görmek isteyen adaylara sokuluyor..!

Hâlbuki o aday, üniversitenin web sayfasından diploma notu ile boş kontenjanlara başvurabiliyor. Hatta belki de notuna göre, binlerce dolar ödeyerek girdiği bölümden çok daha iyisine ücretsiz girebilecek. Ama ne yazık ki bizim bürokratlar, Borçka Ziraat Müdürlüğünün boğası gibi…!

Hikâye bu ya; Artvin-Borçka’nın bir köyünde acayip haşin bir boğa vardır. Kimse önünde duramaz, köyü yerle bir eder. Muhtar dayanamaz ve Tarım Müdürlüğünden veterinerleri çağırır. Bakarlar, muayene ederler ve; “Son derece sağlıklı ve iyi bir cins, biz bunu çiftliğe damızlık olarak alalım” derler ve götürürler.

Aradan bir süre geçer, Borçka’nın pazarına inen muhtar ve köylüler boğayı ziyaret eder. Boğa, boğalıktan çıkmış ve adeta bir kuzu olmuş!

“Gücün bize mi yetiyordu?” diye sorarlar.

Boğa hiç istifini bozmaz ve; “ Devlet memuru olduk, ekmek elden, su gölden” cevabını verir…!

Bizim YÖK’teki ve elçilikteki Eğitim Müşavirleri de aynen bu cinsten…!

Çift maaş çalışıyorsunuz, dolarları ve avroları cebe indiriyor sunuz, peki ne olur senede birkaç ay görev yaptığınız ülkelerin okullarını gezseniz? O ülkelerin Milli Eğitim Bakanlıkları ile ortak programlar yaparak üniversite adaylarını uyarsanız, bilgilendirseniz; “ Bakın, YTB burslarıyla giremezseniz de, diploma notlarınızla Türkiye’deki üniversitelere online olarak başvurabilirsiniz, sakın bunun için kimseye para kaptırmayın” deseniz?

Ya da, 12 Eylül darbesinin en hormonlu ve en gereksiz mahsulü YÖK; kayıtlar bittikten sonra tüm üniversitelerin boş kontenjanlarını bir havuzda toplasa ve; elçiliklerimizdeki Eğitim Müşavirleri ve o ülkelerin Eğitim Bakanlıkları aracılığıyla bu kontenjanları ve online başvuru adreslerini o çocuklarla paylaşsa?

Hak yoldan filan bahsediyorsunuz ama bu konudaki yolunuz asla hak değil! Bu yapılanların hak ile adalet ile en ufak bir ilgisi yok..!

Kendi meslektaşlarının onlarca katı maaşı alıp, masa başından kalkmaya tenezzül etmeyen adamlar yüzünden, dünya çocukları Türkiye Cumhuriyeti üzerinden soyuluyor..!

Artık birilerinin bu soyguna dur demesi gerekiyor…!

Sayın Büyükelçilerimize, yurtdışında gerçekleştirdikleri çalışmalarda yüz akımız olan TİKA ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımıza büyük görevler düşüyor. İnanın onlar için çok zor bir iş değil. Çünkü onlar dünya üzerinde çok daha büyüklerini başarıyorlar.

Şunu yapabilirler; YÖK’ten boş kalan ve ek kontenjanla başvurulacak bölümlerin listelerini alıp; gerek elçiliklerimizde, gerekse de TİKA koordinatörlüklerimizde kuracakları tercih masalarıyla hem onları en doğru şekilde yönlendirebilirler, hem de onların birkaç yıllık eğitim giderlerinin bazı simsarların eline geçmesini engelleyebilirler.

İnanın bu onlar içinde çok önemli. Çünkü YTB bursuna başvurup kazanamayan çocuklar Türkiye’ye küsüyor, haklarının yenildiğini düşünüyor.

Ve sonra biz, YTB bursu ile Türkiye’de eğitim görenler için diyoruz ki; “Gönül elçilerimiz…!”

Peki, bu rakam Türkiye’de eğitim görenlerin yüzde kaçı?

Diğerleri, yani büyük çoğunluk ne diyor biliyor musunuz?

“Daha üniversiteye girerken bilmem kaç bin dolar ödedim. Devlet yurdu çıkmadı, burs çıkmadı, özel yurda şu kadar, eve bu kadar verdim. Allah kahretsin, nereden de geldim…!”

Evet, bu ülkede devlet üniversiteleri üzerinden İNSAN TİCARETİ yapılıyor..! Bu konuya, geçmişinde üniversite rektörlüğü olan Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Sayın Mahmut Özer başta olmak üzere birilerinin artık dur demesi gerekiyor.

 

admin

Bu yazarın açıklaması maalesef yok.

BENZER YAZILAR

İkili ilişkiler her geçen yıl gelişiyor

Kazaki tan Ankara Büyükelçi i Abzal Saparbekuly, Kazaki tan ve Türkiye ara ındaki diplomatik ilişkilerin 30 yıldönümü ve ile iyle ba ın toplantı ını düzenledi Büyükelçi Abzal...

BOSNA’DA BU SEFER GEÇ KALMAYALIM!

O manlının bölgeyi terk etme inin ardından kan ve gözyaşının bir türlü dinmediği Bo na’da yine tehlike çanları çalıyor! Vahşi batının “Çözüm ve barış formülü” olarak...